Yıllar önce bu blog için kendime bir içerik planı yapmıştım. Plandaki kategorilerden biri de Pilot ismiyle dizilerin ilk bölümlerini izleyip, haklarında devamının izlenebilir olup olmadığını mini bir inceleme ile yazmaktı. Adının pilot olmasının amacı da Amerika’da dizilerin devamının çekilip çekilmeyeceğini belirleyecek olan ilk bölümlerine göndermeydi. Diziler bir bölüm çekilir ve adı pilot bölüm olarak konulurdu. Bu bölüm bazen sadece pilot bölümlerin olduğu bir kanalda gösterilir, bazen de bu haliyle kendine dışardan yayıncı arardı. Yapımcılar ve seyirciler pilot bölümü izleyerek dizinin diğer bölümlerini izleyip izlemek istemediklerine karar verir, buna göre diziler çekilirdi. Bu yazının konsepti de aslında bundan ibaret; sadece seyirci gözünden tabii. Ben Pilot yazılarında dizilerin sadece ilk bölümleri izleyerek diğer bölümlerini izleyip izlemek istediğim hakkında yazılar yazacağım.
Pilot’u ilk olarak 2019 yılında The Mandalorian için yazmıştım ama sonrası gelmemişti. Şimdi 2,5 yıl sonra Halo ile bölümü canlandırmanın tam zamanı.
Halo, eğer bilmiyorsanız bir video oyun serisi diyeceğim ama bilmiyorsanız bence hem diziye bağlanmanız hem de sizi etkilemesi çok zor. O yüzden yazının devamını ben biraz daha konuya az çok hakimmişsiniz gibi yazacağım.
Halo ve Master Chief asında live-action denilen gerçek oyuncularla çekilmiş bu televizyon işlerine yabancı değil. Daha önce Master Chief’in olduğu ve olmadığı çeşitli işler denenmiş ancak bir türlü dikiş tutturulamamıştı. Bunun da en büyük sebebi aslında oyun haklarının film stüdyoları tarafından satın alınması ve tamamen bağımsız bir yapım olarak geliştirilmeleriydi. Ancak oyun tarafında artık işler değişti. Bu blogda daha önce bahsettiğim Uncharted filmi örneğindeki gibi artık oyun stüdyoları, dizi-film işlerinin çok daha fazla içinde oluyorlar. Yakın zamanda gelecek olan HBO’nun The Last of Us dizisi de aynı şekilde oyunun yazarı ve yönetmeni Neil Druckmann tarafından yazılıyor. Halo dizisi de bu yeni ekolden nasiplenerek oyun stüdyosunun desteğiyle hayata geçirilmiş.
Kendine bağlayan açılış sahnesi
İşi gücü tamamen Halo evrenini devam ettirmek için kurulan 343 Studios, Halo dizisinin yaratıcı yapım sürecinin en büyük ortağı. Bu sebeple belki de ilk defa düzgün bir Halo işini izlediğimizi söyleyebilirim. Daha önceki deneyimler sebebiyle yoğurdu üfleyerek yemeye başladım diyebilirim. Dizi açtığımdan beri hadi bakalım nerede patlayacak, nerede saçmalaşacak diye bekledim. İlk bölüm bittiğinde ise kendimi dizinin heyecanına sarılmış ve ikinci bölümü izlemek isterken buldum.
Dizi, 18 dakikalık uzun bir açılış sahnesiyle başlıyor. Oyunlarda nispeten daha az korkutucu olan Covenant’lar burada hak ettiği şekilde daha korkutucu olarak giriyorlar. Ayrıca oyunlardaki gibi sadece asker çevresindense biraz daha yaşayan dünyaya odaklanmak adına isyancı bir birliğin bildiğimiz kahve muhabbetleriyle başlıyor ki Halo’nun oyunlardaki bana göre en büyük eksiği de bu yan karakterlerin, yaşayan dünyaların biraz eksik olmasıdır.
Master Chief’imizin bu ismi kullanmasına rağmen henüz John-117 olarak adlandırıldığı, tam emin olmamakla birlikte Spartan projesinin daha yeni olduğu dönemleri anlatıyor dizi. Oyunun başlıca karakterlerinden olan ve Spartan projesinin mucitlerinden Dr. Catherine Elizabeth Halsey de dizinin en önemli karakterlerinden biri. Hatta sürpriz kaçıran gibi olmasın zira oyunlarda zaten bolca bilgi edinilebileceği için söylemekte bir sakınca yok; dizide Halsey’nin ailesini de görüyoruz. 72 numaralı emri veren siyahi komutan Jacob Keyes bir dönem Halsey ile yakınlaşmış ve bu ilişkinin bir de çocuğu olmuştu. Dizide hologramıyla Kwan Ha ile iletişime geçen Miranda Keyes, aslında Halsey’nin kızı. Şu an için dizide sadece Jacob’ın babası olduğu gösteriliyor, Halsey kısımları daha sonra ilerleyecek gibi.
Neler iyi, neler kötü?
Spartan projesinin henüz başlarını konu aldığını söylemiştim. Halo oyunlarını çok sevmeme rağmen aslında lore’una yani hikayesinin derinliklerine çok hakim olduğumu söyleyemem. Bunun sebebi de ilk oyunları oynadığım dönemlerde İngilizcemin o kadar yeterli olmamasından dolayı oyunların senaryolarına çok girememiş olmam. Sonra sonra nispeten yeni oyunlarında senaryoya hakim olmaya başlasam da atladığım çok şey olacaktır. Dizide henüz Cortana’dan öncesi konu alınıyor, en azından bu sezonda aktif olacağını düşünebiliriz. Master Chief’in de duygusuz bir ölüm makinesinden, daha duygularına hakim olup bireysel davranmaya başladığı bir dönemi izliyoruz.
Diziyle alakalı sevdiğim birçok detay oldu. Bunlardan ilki Master Chief’in kostümü. Mjölnir zırhı çok başarılı bir şekilde diziye aktarılmış. İkincisi senaryosunun oyun ekibi tarafından yazılıyor olması sebebiyle aslında klasik bir hikaye tekrarı ya da bağımsız yeniden anlatım olmaması. Bunun yerine oyunu oynayanların hikayesini genişletecek bir hikaye olacakmış gibi gözüküyor. Covenant’ların biraz önce de söylediğim gibi daha korkutucu olması (sadece Elite olanlar gözüktü ilk bölümde) ve CGI’ın yer yer patlamasına rağmen yine de ekrana güzel aktarılmaları da sevdiğim bir diğer şeylerden oldu. Sürekli olarak FPS kamerasına geçmesi, bu geçişlerde de oyundakine benzer bir UI yani arayüz tasarımının kullanılması da ayrıca güzel detaylardan. Özellikle bu sahnelerde durdurup arayüzü incelemek isteyeceksiniz. Mermiden kalkan durumuna, kaç bomba kaldığına kadar birçok detay burada tıpkı oyundaki gibi gösterilmiş. Keşke bir oyundakinden direkt alınsaydı ama bu hali de fena değil. Kalkan demişken, kalkanın hasar alıp bittiği anda oyunda çıkan sesin aynısı dizide de var. Master Chief’in bu sesi duyup siper alarak saklanıp kalkanının dolmasını bekleme detayı yüzleri fazlasıyla gülümsetti.
Sevmediğim kısımlardan biri ise şimdilik bazı CGI sahnelerinin fazla göze batıyor oluşuydu. Dizi bitene kadar Master Chief’in kaskını çıkarmasından da memnun değildim. Mandalorian gibi muhteşem bir örnek varken neden daha ilk bölümden çıkarttınız diye söylendim hatta. Ancak dizi bittikten sonra düşündüğümde daha ilk bölümden burayı eleştirmemeye karar verdim. Zira büyük resime baktığımızda ne kadar kasksız olacağını henüz bilmiyoruz. Ayrıca bu bölümde itaat etmekten başka bir seçeneği düşünmeyen birinden, daha insansı duygulara geçişini gördüğümüz için aslında yerinde çıkarmış diyebiliriz. Son sahnede savaşmaya ramak kaldığında bile kaskını tekrar takmamış olması da aslında burada diğerlerinden farklılaştığını betimlediği için kabul edilebilir. Ama bundan sonra John-117’nin daha insansı yönünü göreceğiz derlerse külahları değişebiliriz, çünkü bu dizi kaskıyla kostümüyle oyun dünyasının en önemli karakterlerden biri olan Master Chief’in dizisi. Karakteri yerinde kullanmazlarsa ellerindeki potansiyele yazık etmiş olurlar.
Toparlayacak olursak Pilot bölümüyle ben bu diziye onay verir miyim? Kesinlikle evet!
Önemli bir eksi de şu an oyunlardaki muhteşem müziklerin bir minik kesitini bile dizide görememiş olmamız. O müzikleri kullanmazlarsa gerçekten ayıp ederler.
Toparlayacak olursak Pilot bölümüyle ben bu diziye onay verir miyim? Kesinlikle evet! Dizi ilk bölümden hikayesiyle merak ettirmeyi başardı. Oyununu bilmiyorsanız belki ne anlatıyor bu dizi diyebilirsiniz ama Halo oyununu bilenler için dizi iyi başladı diyebilirim. Benden ilk bölüm sonrası sezon onayını aldı, artık sezonun kalanını da izlerim. Peki siz bu diziye kendi onayınızı verdiniz mi?
Halo, Amerika’da Paramount+ platformunda yayınlanıyor. Bizde ise hakları Digiturk’te olduğu için BeIN Connect’te yayınlanıyor. Şanslıyım ki henüz Digiturk taahhütüm bitmediği için dizinin sanırım ilk sezonunu kesintisiz izleyebiliyorum.
